10 Eylül 2008 Çarşamba

Safure’nin hikayesi

Ulusal bir radyoda program yaptığım dönemde canlı yayına bir genç kız katıldı. Onunla aramızda şu konuşmalar geçti:

“İsmin neydi?”

“Safure Aksoy”

“Nerden arıyorsun?”

“Burdur’un Elsazı köyünden arıyorum hocam”

Çok güzel konuşuyordu. Ailesi ortaokula göndermemiş, ama kendisi okulu dışarıdan bitirmişti. Benimle görüştüğü sırada açık liseyi okuyordu ve üniversiteyi kazanmak istiyordu.“Bir hedefin var mıydı Safure?”

“Evet, hocam, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirip yazar ve şair olmak istiyorum. Ben de sizin yaptıklarınıza benzer şeyler yapmak ; seminerler vermek, kişisel gelişim kitapları ve insanların motivasyonunu artıracak şiirler yazmak istiyorum.Bunun için çalışıyorum hocam”. Bunları yaparken model olarak beni aldığını , notlar çıkardığını, duygu ve düşünce yapımı öğrenmeye çalıştığını anlatıyordu. Bir zamanlar yaşamış olduğum sıkıntılarla kendi yaşadığı şeyler arasında bağlantı kuruyordu.

Zor şartlar altında yaşayan, birçok imkandan mahrum kalan bir köylü kızının beni model alarak hedeflerine ulaşmak istemesi çok hoşuma gitmişti. Bu konuşmalardan sonra ondan bana mektup yazmasını istedim ve ondan mektupları alınca yazdıklarının inanılmaz derecede güzel olduğunu gördüm.

Burdur’da bir seminer verecektim. Burdur’a gitmeden önce Elsazı Köyü’ne uğrayarak Safure ile görüşmeye karar verdim. Beni Antalya’da havaalanında karşılayan Sıtkı Aslanhan’la beraber Elsazı Köyü’ne gittik. Safure’nin küçük mütevazı bir evde oturan, son derece fakir bir ailesi vardı.

Safure Aksoy beni karşısında görünce çok şaşırdı ve sevindi. Oradaki hayatını anlattı; sabahtan akşama kadar tarlalarda çalışıyordu. Bahçelerindeki ceviz ağacını göstererek kimseyle paylaşamadıklarını onunla paylaşabildiğini söyledi.

Sonra yüksek bir tepeyi işaret ederek,

“Hocam, küçüklüğümde o tepeye çıkıp hayallerimi yazdım.” dedi.

İnanılmaz bir kızdı, kartal bakışları vardı, hedefine odaklanmıştı, duyusal farkındalığı son derece gelişmişti. Kendisinin, Türkiye’nin en iyi şairlerinden veya yazarlarından biri olacağına inanıyordu. Yeteneklerinin farkındaydı ve bu doğrultuda olaylardan sonuçlar çıkarma becerisine sahipti.

O akşam seminerim olduğunu ve seminer sırasında konuşabileceğini söyledim. Çünkü Oğuz Saygın yaparsa o da yapabilirdi. Seminer sırasında Safure’yi çağırdım ve o çok güzel bir konuşma yaptı. Son cümlesi ise şuydu:

“Köylüyüm, ama başaracağım”.

Bu söz herkesi etkilemişti. Büyük Başarı Dershanesi’nin sahibi Ertuğrul Bey her türlü imkanı sağlamaya hazır olduğunu ve dershanesinin kapısının bu kıza açık olduğunu söyledi. Bu olayın ardından Safure Isparta’da Büyük Başarı Dershanesi’ne gitmeye başladı. Günde 14 saat süren ders çalışma mesaisi, hiç alt yapısı olmadığı için ona yeterli olmadı ve o sene kazanamadı, ama vazgeçmedi. Ertesi yıl için yine günde 14 saatlik bir çalışma temposunu sürdürerek, sınava girdi ve sınavların açıklandığı gün bana telefon edip, “Hocam kazandım, kazandım!” dedi. O kadar sevinmiştim ki kendisine,

“Nereyi kazandın Safure?” diye sordum ve o da bana sevinçle;

“Tek tercihim olan Süleyman Demirel Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandım” dedi.

SAFURE’NİN ŞİİRİ:

İnsan İsterse Yapar

Bu bir başlangıç; yolları dönemeç ve inişli çıkışlı biliyorum.

Biliyorum, benim şansım ellerden daha az.

Biliyorum, herkesin gönlünde bahar, bendeki mevsim yaz.

Sustuğum her yerde konuşan bir şeyler var.

Işıklı kalemim, beyaz sayfalar…

Sokak başında bir ceviz ağacı…

Parmak uçlarımdan fışkıran acı…

Buz gibi odalarda soluk lambalar…

Sustuğum her yerde konuşan bir şeyler var.

Işıklı kalemim, beyaz sayfalar…

Biliyorum, çok büyük hayallerim var.

Fikirlerim geniş, imkanlarım dar.

Olmayacak gibi benimkisi,

Düşlerim sayfalara sığmayacak gibi.

Bir acayip sevda benimkisi,

Duvarlara topraklara kazıdığım,

Daha çocukluğumda bir tepeye yazdığım

Bir acayip sevda benimkisi.

Ulaşılması zor bir sevda.

Hep yalnızım sanıyordum,ama hiç yalnız değilim.

Çünkü sustuğum her yerde konuşan bir şeyler var.

Zamanı haykıran masa saati…

Duvar takviminden düşen yapraklar…

Sustuğum her yerde konuşan bir şeyler var.

Ve bir gün herkesin sustuğu yerde konuşan biri var.

Ellerinde koca bir bahçe ve yemyeşil bir bahar…

Çevresinde ona koşan insanlar…

Ben de gittim ve dedim ki:

“Hocam, hayallerim var!”

Ulaşmak mümkün değil, imkanlarım dar.

Yaparsın dedi bana, insan istedi mi yapar.

Çok değildi olmak istediğim,

Ya bir şair ya bir yazar.

Bu bir başlangıçtı, yollar düzeldi birden.

Odalar sıcaktı, parlaktı lambalar.

Ben yazdıkça açıldı sayfalar,

Bak işte başardım hocam.

Ve işte bendeki mevsim de bahar…

İnsan istedi mi, insan istedi mi mutlaka yapar.


Kaynak için Tıkla

16 yorum:

volkan aktaş dedi ki...

oğuz hocamın hikayesi değilmi bu

BulutBeYunus dedi ki...

evet oğuz hocanın hikayesi

Safura Büyükkal dedi ki...

Düşlerim sayfalara sığmayacak gibi...Sığmadı da zaten.Yaşadığım sürece de sığmayacak.Başlangıçlar, dönemeçler, inişler çıkışlar hiç bitmedi hayatım
boyunca.Ama ben hiçbir dönemeçte geri dönmeyi aklımdan bile geçirmedim.

Adsız dedi ki...

İnandığın yolda hayallerinden asla vazgecme Hz Allah bahtini açık etsin

Adsız dedi ki...

Ne demişti şair
Arzı endam ettin her şafak vakti
Rüyalarin esiri olmasin hayaller...
...Boztepe..

Adsız dedi ki...

😊🙏Gülmesin hiç kimse şimdi ağlamak vakti...diye devam etmişti ama şimdi:
"Gülümse şükürle her sabah erken
Kapılar açılsın sen gülümserken
Bahtından ömrüne nimet yağarken
Gülümse şükürle her sabah erken"
diyebiliyor aynı şair.

Adsız dedi ki...

Amin.Teşekkür ederim 🙏

Adsız dedi ki...

Şair adına çok sevindim baya yol katetmis inandığı,emek verdiği uğurda Yüce Mevlâ'm bahtını açik etsin insaallah B.B

Adsız dedi ki...

Teşekkür ederim. Eminim sizler gibi güzel insanların duası bereketiyledir. Varlığıza şükran.🙏

Boztepe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Boztepe dedi ki...

Sayın hocam sizin bi kitap çalışmanız vardı şayet basıldı ise nerelerden temin edebiliriz genc nesiller adina ben de engin tecrübelernizden istifade etmek isterim

Safura Büyükkal dedi ki...

Malesef vazgeçtim. Kitlelere ulaştıracağımız bir eserin çok yönlü mesajları olmalı diye düşünüyorum. Gerçek hayatan olunca mesajı belki etkileyici olabilirdi ama ben istemedim sonradan. Şu an hâlâ insanın varoluş amacının keşfi hususunda iz sürmekteyim. Kimbilir belki izlenimlerimi veya kendi ruhumdan akıp gelenleri bir esere dönüştürmek isterim ilerde. Teşekkür ediyorum ilginiz için. 🙏

Boztepe dedi ki...

😪 vazgecmek hiç sizinle örtüsmüyor ama hayırlısı olsun. Ayrıca 🤲 bizim dua seklimiz budur o diger sizin kullandığınız ise budizmin sembolüdür affınıza sığınarak uyarmak istedim

Safura Büyükkal dedi ki...

Haklısınız ama bazen vazgeçmek o an için doğru karardır. Benim hayalim şair veya yazar olmaktı. Bu hayalim bâkidir, henüz hiçbir şey için geç değil. Sembollere gelince, selamlaşma modeli benim inancımı zedeleyecekse itikâdî noktada kendimi eleştiririm. Bununla beraber sizin düşüncenize saygı duyuyorum.

Boztepe dedi ki...

Bende eğitimci olmak istemiştim ama hayat başka yöne savurdu tornacı oldum önemli olan istikametin düzgün olması Hz Allah son nefese kadar son nefeste dahil hak yoldan ayırmasın zamanimızin sahibi ahir zaman mürşidine bağlanip ona evlat olabilmeyi nasib eylesin.

Safura Büyükkal dedi ki...

Amin.